Wednesday, February 11, 2009

Cemal Kutay - "ATATÜRK ŞAMAN'DI!"

12 Aralık 1999 Hürriyet Gazetesi (pazar eki)'nde Cemal Kutay ile yapılan röportajdan alıntı !

"ATATÜRK ŞAMAN'DI!"

Siz bir Atatürk yazarı mısınız? Hangi hadise sizi yakın tarihle ilgili kitaplar yazmaya itti?

- Atatürk'ün çok yakınında olduğuma inanıyorum. Benim özelliğim şu oldu. En uzun süre ben kaldım emrinde. 11 sene 6 ay 2 gün. Ölümünden 59 gün evvel eline aldığı son kitap benim emeğimdi. Bakın ben, Diyanet İşleri'ne başvurdum. Bunu şaka zannetmeyin, ciddi. Ben şamanım. İslamiyet'ten evvelki şamanım. Şamanlık da hala Türkler’de vardır. Üsküdar'dan gelin Harem'e doğru. Bir türbe görürsünüz. Bu türbe Genç Osman’ın Hotin seferinde bindiği atın türbesidir. Oraya gömmüş adam onu. Hala Orta Asyalı.

Siz de Orta Asya'daki bu şeylere bağlı mısınız?

- Tamamen bağlıyım. Mesela kadın erkekten 9 adım önde yürür. Üç kutsal sayıdır Türklerde, 3'ün katı. Bir obada üç çocuk ikisi erkek biri kız oldu mu, kız mirastan eşit pay alsın diye iki erkekten büyüğü atına biner gider.

SÖZ MİLLETİNDİR BANA AİT

Siz, Türkçe ibadetle ilgili bir tartışma başlattınız. Bu görüşlerinizi daha önce mi yazmıştınız?

- Çok önce yazmıştım. 1945-1950 arasında Millet Mecmuası'nı çıkarıyordum. Türkiye o zaman 15-16 milyondu. 22 bin 200 abonem vardı ve 60 bin baskı yapıyordum. Bugün Aktüel, Nokta, Tempo, hepsi birleşse olamaz. O meşhur ‘‘Yeter Söz Milletindir’’ sözü benimdir, Demokrat Parti'nin değil. Bunu Celal Bayar hatıralarında itiraf etti. ‘‘Biz bu Yeter Söz Milletindir'i Cemal Kutay'ın Millet Mecmuası'ndan aldık’’ dedi.

Siz son üç senedir büyük ilgi görüyorsunuz. Ne oldu son senelerde?

- Basında bir tekelleşme oldu. Bu tekelleşmeye bir de renkli cam katıldı. Bu değişim beni o renkli cama itti, kitaplarımı vitrine koymaya zorladı. Yani zaman değişti. Yoksa Cemal Kutay olduğu yerde duruyordu.

Türklerin Orta Asya'dan gelişinden bahsettik. Atatürk'ün devrinde böyle bir tarih tezi geliştirildi biliyorsunuz. Anadolu'nun eskiden beri Türk olduğu, Hititlerin de Sümerlerin de Türk olduğu tezi ortaya atıldı. Sonra bir Türk-İslam sentezi çıktı ortaya. Bu da bir tez. Siz ne düşünüyorsunuz?

- Bu Arap kültür emperyalizminin oyunudur. Hac ticaretinin oyunu. Gelsin Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye'nin en büyük yazarları da gelsin bir şura kuralım. Mustafa Kemal'in Müslümanlarda Hazreti Muhammed'den sonra en büyük kafa olduğunu ben ispat edeyim, onlar cevap versinler. Eğer ben kazanırsam onlar evvela lütfen biz Müslüman değiliz desinler.

TEK BAŞIMA SAVAŞIYORUM

31 Mart gibi iki kere yazdığınız bir kitap var mı?

- 31 Mart'ın kapıda olduğunu göstermek için yazdım.

Bunu 1994'te Refah Partisi iktidardayken yazmışsınız.

- Tabii. Bugün isteseler bugün yaparlar 31 Mart'ı. Sakın beni hayalle itham etmeyin! Çelik gibi Türk ordusu. Dün Kuleli'ye (Askeri Lise) gittim ben. Hepsini yetiştiren kaynak orası. Bu Atatürk kızı (yardımcısı Kezban Hanım) yanımdaydı. Ona bir metin okuttum. Atatürk'ün şamanlığına dair.

Nedir bu metin?

- Atatürk'ün el yazısıyla! ‘‘Bu memleket, Dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahna oldu. Bu sahna 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıle sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıle yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları Tabiatın babası tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o Tabiat çocuğu Tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.’’ Haklı mıyım? Hangi cilde sığdırabilirsiniz şu birbuçuk kağıdı?

Evet, şimşek oluyor, yağmur oluyor. Peki nasıl karşıladılar bu metni oradaki askeri öğrenciler?

- Ben söylemeyeyim de bu Atatürk kızı söylesin. Hiçbir politikacı hayatında böyle alkışlanmaz. Gözleri dolu doluydu.

O tarih tezini devam ettiren tek kişi kaldınız siz herhalde?

- Tek başıma savaşıyorum. Lütfen inanın. Kimsem yok yanımda!!

Gençler ve çocuklardan size bir ilgi var mı?

- Tahmininizin üstünde. Dün şu genç kızla birlikte Kuleli Askeri Lisesi'ne gittim. Kuleli Askeri Lisesi kurulalı, bu kadar alkışlanan kimse olmamış. Bana bunu kumandan söyledi. Pırıl pırıl bir kumandan. Pırıl pırıl bir öğretmen kadrosu, sivil ve asker. Atatürk kızlarını gördüm, ağladım.

Atatürk'ün şamanlığından bahsettiğinizde alkışladı mı çocuklar?

- Ayağa kalktılar.

Atatürk Afet İnan’a yazmış

Cemal Kutay, Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrencilere okuttuğu metni, bir poster olarak bastırmış. Bundan bir tane de bana ve fotoğrafçı arkadaşım Kutup Dalgakıran'a verdi.

Peki Atatürk, Türklerin tabiatla, yağmurla, kasırgayla içiçe olduğunu anlattığı, bu yüzden de Cemal Kutay'ın şamanlığın bir tür ifadesi olarak gördüğü bu metni ne zaman yazmış?

Cemal Kutay şöyle anlatıyor:

‘‘Afet İnan doktora tezini hazırlıyormuş. Hocası Profesör Pittard ona ‘‘Milletini anlat, Türkleri anlat’’ demiş. Bana kalırsa öğrencisinin Atatürk'e başvuracağını tahmin ediyordu. Afet İnan da tezi hazırladıktan sonra Atatürk'e götürmüş. 150 sayfalık bir tezmiş bu. Atatürk bakmış, gülmüş, bana bir kağıt ver demiş. Bir beyaz kağıt almış, el yazısıyla bu satırları yazmış, yer kalmadığı için de ikinci bir kağıt kullanmış. Bu yüzden metin birbuçuk sayfadır.’’



Cemal Kutay'a, bu belgeyi Hikmet Bayur vermiş. Uzun yıllar elinde kalmış. Ama şimdi yalnız fotokopisi var.

‘‘27 Mayıs'tan sonra sordular, ama ses çıkarmadılar. Korutürk döneminde de bir şey olmadı. Ama sonra Evren Paşa zamanında Atatürk'e ait bütün belgelerin özel kişilerden toplanması kararlaştırıldı. Böyle bir karar çıktı. Bir binbaşı geldi, makbuz karşılığı aldı. Ama ben fotokopisini almıştım. Sonra bu fotokopiden bastırdım.’’

No comments:

Post a Comment